Vazgeçmek…

Vazgeçmek nasıl bir olgudur böyle….

Çoğu zaman hayata geçirebilmek için bir çok duygunu ortaya koyarsın.. Yapamazsın, denersin her zaman bir duygun diğerinden üstün gelir. Karar veremezsin. Yapamazsın bir türlü. Her türlü durumu gözden geçirirsin . Bundan vazgeçersem ne kaybederim ya da ne bulurum.. Neler bulduğundan çok aslında bunun kaybettikten sonra sana nelere mal olacağını hesaplarsın kafanda. Hiç bir yere varamazsın sonra..Yine vazgeçersin neyden vazgeçmen gerektiği konusunu düşünmekten. İşte vazgeçmek böyle bir şey. Her zaman yapmak isteyipte yapamadığın ancak hayatın boyunca belki planlayacağındır kafanda… Planlamakta yetmez belki, sadece planlamaya kendini hazır hissetmelisin. Önce bunu yapabileceğine kendini inandırmalısın.. Yapamazsın… Bir süre bırakırsın kendi kendine olsun istersin. Olmaz. Neden olmadı dersin kendi kendine ‘neden vazgeçemedim? Neden yapamadığını bilirsin de aslında kendinden emin olmak için kendini ikna edersin. Hayatının belki en pişman olacağın yada pişman olup olmayacağına da aslında emin olamadığın zamanlarını yaşamaya ramak kala, hala vazgeçmemeyi seçersin hayatında.. İşte VAZGEÇMEK budur. Vazgeçmek, sürekli onu düşündüğünden dolayı vazgeçememektir. Hayatın sana sunduğu bu güzelliklerinden vazgeçemediğin için kendini iradesiz ve beş para etmez hissetmek ve senin hayatta nelerden vazgeçtiğinin aslında en büyük göstergesidir. Ben yapamadım vazgeçemedim… İnsanlar benden vazgeçecek ama ben vazgeçemeyeceğim galiba.. Yıkıntıların arasında kalacağım belki ama yine de pişman olup olmayacağımı bilemeyeceğim…