Bir Özgürlük Yorumu

                                    

     ‘’İnsanları diğer canlılardan ayıran özellik’’ diye başlayan cümlelere hepimiz şahit olmuşuzdur. En bilineni, diğer canlılarla farkımızın akıllı olmamız vurgusudur. Farklı bir görüşe göre teknolojinin bu kadar gelişmesini ve bu kadar rahat kullanımını sağlayan bizi şaşırtacak şey de ‘’başparmak’’ tır. Başka bir deyişle kavrama ve tutma yeteneğimiz olmasaydı teknoloji bir işe yaramayacaktı. Bu yazıda üstünde durmak istediğim bizi diğer canlılardan ayıran özellik ise ‘’gülme’’ eylemi. Bu konu antik çağlardan beri üzerine düşünülmüş ve her çağın anlayışına göre yorumlar yapılmış.

         Gülme duygusal bir boşalma hali midir? Yoksa sosyolojik, toplumsal bir yönü de var mıdır? Ya da şöyle de sorabiliriz. Kalabalıkların içindeyken güldüklerimize yalnızken de gülüyor muyuz? Gülmeyi tetikleyen unsurlar nelerdir? Yolda yürürken düşen birine neden güleriz? ‘’Herhangi bir şapkaya gülüyorsak burada bizi güldüren, keçe ya da hasır parçası değil, insanoğlunun bu şapkaya verdiği biçim, ona kalıbını veren insan kaprisidir.’’ Diyor bugüne kadar yazılmış, en kapsamlı ‘’gülme’’ ile ilgili kitabında Henri Bergson.

           Gülmek birey ve toplum için vazgeçilmez bir özgürlük yorumudur. İçimize hapsolan, bastırılan duygular, gülme sayesinde bedenden çıkar, özgür kalır. Gülmek aynı zamanda insan olmaya da bir çağrıdır. Komedi ile yaşam arasında daha gerçekçi bir benzerlik vardır. Nietzsche’ye göre, insanları geleneksel ahlakın önüne götüren, onları mutlak ve kesin olarak özgürleştirebilecek tek şey zincire vurulmamış biçim bozucu gülmedir. Bu sözlerdeki ‘’biçim bozucu’’ tabiri gülmenin özgürleştirici yönünü çok güzel ifade ediyor. İnsanları bir biçime, bir kalıba sokma isteği; insanlığın başlangıcından beri devam eden bir süreç değil midir?

          Orta Çağ’ da ve Rönesans’ ta kilise, sözü tanrısal kutsallıkla donatmak ve bu kutsallığı güvence altına almak için gülme üzerine sıkı bir denetim uyguluyordu. Hiçbir dikta yönetim komediden hoşlanmaz. Bu yüzden gülmenin, komedinin olduğu yerlere yasaklar getirmişlerdir. Gülmenin olduğu yerde otoritenin korunamayacağına inanmışlardır. ‘’ İçeriğinde ne olursa olsun, konusu ne kadar uzak olursa olsun, her espri potansiyel olarak yıkıcıdır. Resmi olmayan değerlerin, resmi değerlere karşı zaferidir.’’ Diyen ‘’Kahkahanın Zaferi’’ kitabının yazarı Barry Sanders baskıcı yönetimlerin korkmakta haklı olduklarını ne güzel dile getirmiş.

        Sonuç olarak şunu diyebiliriz ki; gülme bizi insanlaştıran, güçlendiren ve özgür kılan bir eylemdir.