Annemin Silahı

_ Bulaşıklar bitti mi? Bittiyse çamaşırları da as ama önce balkonu güzelce bir yıka, diye seslendi annesi içeriden ayaklarını altına alıp koltuğa rahatça yerleşirken. Zehra Hanım’ a gittim bugün. Kızının ördüğü dantelleri, işlediği etaminleri gösterdi. Bayıldım hepsine. Nerede sende o marifet?En son başladığın sehpa örtüsü bir sıra yapılmış duruyor. Kim bilir ne zaman bitirirsin? Okuyupta profesör mü olacaksın? Hoş profesör olanlar kaç kuruş maaş alıyor ki? Otur evde güzel güzel çeyizini tamamla

Annesi söylenmeye devam ediyordu. Onun aklındaysa yarına yapılacak ödevleri vardı. Okuldan gelir gelmez ödevlerini yapmak istemiş ama annesi yarın eve misafir geleceğini ve kendisinin çok yorulduğunu, evin tozunu güzelce almasını, sonrasında da akşam yemeği için soğanları soymasını, pirinci ayıklamasını, patlıcanları yıkayıp alacalı soymasını söylemişti. Çorbayı karıştırırken de Bahriye Hanım’ ın kızının evleneceği damat adayının sahip olduğu beyaz eşya dükkanını anlata anlata bitiremiyordu. Nihayet yemekler bitmiş, annesinin son talimatları da yerine getirilince artık ödevlerini yapmaya sıra gelmişti. Fakat göz kapaklarıyla bir mücadele başlamıştı. Israrla kapanmak istiyorlardı. Banyoya gidip yüzünü soğuk suyla birkaç defa yıkadı. Edebiyat,tarih ve matematik ödevleri vardı yarına yetiştirilmesi gereken. En sevdiği hocası Neslihan hocasının yüzüne nasıl bakardı. Masanın başına geçti. Bütün gücünü toplayarak çantasından kitaplarını çıkardı

Okula gitmek için evden ayrıldığında dışarısının karanlığından ürkmüştü. Neredeyse gece gibiydi. Daha birkaç adım atmamıştı ki gökyüzünü ikiye ayırır gibi bir hat çizerek şimşek çakmış, ardından da yürekleri hoplatan bir gürültü duyulmuştu. Adımlarını daha da hızlandırdı. O ana kadar telaşından fark edememişti ama etrafta bir gariplik vardı. Sağına soluna bakındı, kimsecikler yoktu. Yağmur yüzünden olmalı diye düşündü. Okula elli metre kadar bir mesafe kalmıştı. Biraz öncekilerden daha güçlü, daha parlak bir şimşek ve ardından da kulakları patlatacak kadar yüksek sesli gök gürültüsünü duydu. O anda olduğu yerde kaldı. Annesi dev boyutlarla, elektriklenmiş gibi uçuşan saçlarıyla ve yüzünde sevimsiz bir gülümsemeyle karşısında duruyordu. Okul binasını kucaklamış, baca kısmını bir silahın namlusunu tutar gibi kendisine doğrultmuştu. Zehra Hanım’ ın kızı gibi dantel örmezsen okula gidemezsin, Bahriye Hanım’ın kızı gibi etamin işlemezsen okula gidemezsin…annesinin ağzından dökülen bu sözler korku filmlerindeki efektler gibi yankılanıyordu. Çıldırmak an meselesiydi. Okul binasının bacasından dantel iplikleri, örgü şişleri, tığlar, renkli etamin yumakları yağmur gibi üzerine yağmaya başladı. Bundan nasıl kurtulacağını düşünürken bir şimşek daha çaktı, gök gürledi… Yere düşen kitap ayağına değince endişe içinde gözlerini açtı.

1 Yorum

Yorumlar kapatılmıştır.

Exit mobile version