Saçlara Dökülen Gözyaşı

Bu sene kış çetin geçmişti. Bahar gelmeyecek gibiydi. Neyseki sonunda gelmişti beklediği bahar…Gerçi onun baharı çetin kış günlerinde hiç beklemediği bir anda gelmişti. Anlamadı bu kadar hızlı olmasını. Çünkü annesine söylediğinden ve babasının “bakarız” demesinden iki gün sonra gelmişti bisikleti. İstediği gibiydi sadece zili yoktu. Onuda sonra alırdı artık babası. Babası hep bakarız oğlum dediğinde bu bakmaların uzun süreceğini öğrenmişti. Annesi de “bisiklet yerine büyüyünce araba alırsın oğlum, hem de en iyisinden” derdi. Yani  babasının bakarızına, annesinin araba alırsını eklenince imkansız aşka dönerdi isteği.  Fakat bu sefer uzun olmamıştı “bakarız” kelimesinin sonucu.  Şaşkınlığı bu yüzdendi. İçi içine sığmıyor sevinçten hoplayp zıplıyor, evin içinde neşesini heryere saçıyor, evdeki herkese bulaştırıyordu mutluluğunu.
Babası eve zafer kazanmış komutan gibi başı dik,  parlayan canlı gözlerle ve ellerinde yorgunluk emaresi olmadan mücevher tutarcasına tutuyordu en kıymetlisinin isteğini. Kapıyı oğlu açmış, o masum, dünyanın en güzel bakışlarına sahip; saf, doğal kocaman gözleri ilk önce bisiklete sonra babasının gözlerine ve tekrardan bisiklete kaymıştı saniyeler içinde. Ne yapacağını bilemedi ilk anda. Çünkü sürpriz olmuştu onun için. Gelmişti işte, özlemini, hayalini kurduğu… Karşında canlı bir şekilde duruyordu. Bir adım sonra dokundu hayallerine. Sürpriz yapmıştı babası. Annesi çıkageldi arkasından: “Bu nedir böyle nerden buldun?” dedi. İlk kelimeler döküldü ağzından: “Babam almış anne” dedi, bisikletin gidonunu tutarak içeriye almaya çalışırken.

Annesi, babayla oğlunun bisklet muhabbetleri izlerken anlık düşüncelere daldı çıktı saniyler içinde “Bir çocuk güler dünya neşelenir, bir çocuk ağlar dünya hüzünlenir, masum saf tertemiz yürekli bu minik kalplerin sevinci ısıtıverir bütün gönülleri… Küçük dünyalarıdaki büyük hayalleri kalplere sığmayan sevgileri, dünyaya  yetecek miktardadır aslında. Bir çocuğun ağlaması ne kadar dokunursa insana neşesi de bir o kadar sarıverir insanı.” Kapıyı açtığında babasını görmesinin neşesini sevincini hiç bir şeyle ölçülemeyeceğini biliyordu.


Bu genç yaşında çok şeyler görmüş yaşamıştı.  Babanın kapıda görülmesinin anlamını çok iyi bilirdi. Kendisi de senelerdir beklemişti babasını o kapıda. Uzaklara çalışmya gider  aylarca gelmez,  hep bekler durur  özlemini çekerdi. Sevdiği koca yürekli, elleri nasırlı,alnı yılların getirdiği yaşanmış günlerin işareti olan çizgilerle dolu,  gözleri yorgun, saçları iyice dökülmüş sevdiği insanı beklerdi. Çocukluğun son zamanları ve  ilk gençlik yılları böyle geçmişti. Geceleri hasretin, yokluğun, özlemin karanlığında geçmişti uzun yıllar. Sonra birgün çıkageldi bir bahar sabahı. Ilık ve serin rüzgarların bibirine karıştığı, karanlığın göneşe bıraktığı sabaha doğru karışık duygularla boğuşurken  gelmişti. Kapıyı kendisi açmış, annesi ve kardeşleri zilin sesini duymuş annesi üstüne hırkasını alıp: “Kim bu saatte hayırdır?” diyerek kalkarken yatağından, sanki hissetmiş gibi koşup açıvermişti kapıyı. Annesinin “kızım dur sabah sabah açma kapıyı” sözleri bitmeden önce. “Baba” diyebildi heyecanla ve kekeleyerek  “anne babam geldi” cümlesi sonrasında hızlıca çıktı ağzından. Söyledikleriyle kulakları çelişiyor gibiydi ilk başta. Sonra sarıldı babasının boynuna ağlasa mı sevinse mi bilemedi. Gözlerini kapattı, anın kaybolmaması için başka şeyler görmek istemedi, dakikalarca sarıldı sımsıkı bırkmadı. Saçlarına gözyaşları  dökülüyor,  sabahın seher yeli de savuruyordu ince telli saçlarını.

Çocuklukta kaybettiği babasını ilk gençlik yıllarında bulmuştu tekrar. 


Eşi birkaç gün iş için gittiğinde dönene kadar kaygılanır, geceleri yatağın içinde döner durur, gelene kadar huzuru kaçar stresli geçerdi günleri. Bu psikoloji çocukluğundan kalmıştı.Bu nedenle sevdikleri uzaklaşınca hep böyle hissederdi.


O yüzden duygulanmıştı, düşüncelere dalması biraz da bu yüzdendi.  Kapıyı kapatırken oğlu oturmuştu bile bisiklete.

Çocuğun gülmesi neşesi bir anda tebessüm ettirir bütün yüzleri. “Bir çocuk güler dünya neşelenir, bir çocuk ağlar dünya hüzünlenir.”

1 Yorum

  1. İnsanın yüzünde görebileceğiniz en saf ve masum yansıma, bir çocuğun size armağan ettiği saf, karşılıksız ve dahi beklensiz bir gülümsemedir.

Yorumlar kapatılmıştır.

Exit mobile version