Kıyısız

Kıyısızım bilemezsin
Sularımın sahili, selameti, bir sonu yok

Bir boşlukta sallanan hülyayı sarıyorum
Her gecenin karanlık koynunda, soluyorum

Bir rüzgar çıksa, alsa götürse, saçsa savursa
Kıymeti var mı ki savrulan küllerimin?

Severdim
Kırmadan, dağıtmadan severdim
Dağılmadan önce zerrelerim

Severdim
Usulca, incitmeden, severdim
İncinmeden önce zerrelerim

Sürgündeyim bilemezsin
Köklerimin tutunacak toprağı da, yeri de yok

Kanatlarım vardı önceleri
mavi yıldız tozundan mütevellid tüyleri

Şimdi
Bir mavi atkı, bir mavi düş gezersin hepsi
Varılması mümkünsüz bir masal ülkesi

Her gün, herkes öylece alıp başını giderken bile
Ben böyle çaresiz beklemekle mükellef niye?

Öylece beklemek, beklemek öylece niye
Kerrelerce ezilmek, bir yükü böyle yüklenmek niye?

Çaresizim bilemezsin
Vehimlerimin bir tabibi, bir ilacı ,dermanı yok

Diyor ki;
Kalpler ancak “O”nu anmakla teselli olur
İzini kaybeden, beyhude yorulur

O bahçelerde açan, misk kokulu çiçekler
Gün gelir de bir yalan mı, mazi mi olur?

Umutsuzum bilemezsin
Düşlerimin ilerisi gerisi, iyisi yok

Düşünceler sağanak, altında duruyorum
Her gün sularımda en dibe dalıyorum

Kıyısızım bilemezsin
Sularımın sahili, selameti, bir sonu yok

Kıyısızım bilemezsin
Bilemezsin..