Ah be yüreğim
Yine vurguncasına
Vurdukca
Sazın tellerine
Bilmemki
Hangi nağmeler
Ne çalar
Dağlarda çiğdemler
Açarken
Çöllerde kıyametler kopar
İnceden inceye
Şimdi
Diken olmalı deveye
Pire için
Yorgan yakmalı
Doya doya yaşarken ömrü
Karanlığın sırrını
Sormalıydım yıldızlara
Vazgeçilmez hayatı
İdame etmeliydim
Sınırlarımda
Başı buyruk hallerimde
Mecnun gönlüm
Yer yarılmış
Taş taş üstüne
Öyle bir sevdaki
Yangınlar
Sihrin hipnozlarında
Leyla bahaneydi
Susamışlığa
Bir tendim bir deri
Düşmüşüm çöllere
Ezelden Ebede
Yanmışım işte
Yanmışım belli
Ah be yüreğim
Vurmasaydın Sazın
Tellerine
Dinleseydin şarkıları
Hicran deminde
Koparsa kopsaydı
Kıyametim
Bir çıkar yol
Bulurdum kendime
Düşerdim yollara
İsraf olmuş umutlarımla
Uzanırdım
Boylu boyunca
Ne olurdu
Birkaç umudu
Tutsaydım avuçlarımda
Issız bir sahilin kıyılarında
Dalga dalga
Savururdum hayallerimi
Umudun kıtlığına
Ah be yüreğim
Vurmasaydın
Sazın tellerine
Medcezirlerce
Çekilirdim derinlere
Düşerdim
Çığırtkan gecelerden
Sukut kadehlerine
Sızıp kalırdım
Yar sinesinde
Bir Sihrin hipnozları
Değseydi gözlerime.