Gitmenin kolaylığını görünce, kalamıyor artık insan… Gidiveriyor.
Sahi, bu kadar kolay mıdır bu gitmek denilen şey? Ya da çok mu acı kalmak?
Belki de en çok acıtan şey, acıdan kaçmak.
Şöyle sakince gidiversem bulut tarlalarına doğru; ya da şairin dediği gibi, güneş toplasam o kar görmeyen memleketlerden…
En azından usulca bir köşede gitmenin tadına varsam tam güneş batarken.
Ama ne olur da, acı ilaç oluverir gitmek yarasına?
Nasıl bir iç çekiş ödetir kalmanın bedelini?
Ya kalp artık acıdan yorulduysa??