Elif..

Elif..
Bana “Elif” i yaz dedi!
Yeryüzüne gelmiş bir insan yok ki; “Elif” i hiç yazmamış olsun!
Atam Adem, Havva’yı düşlerken; Havva’yı özlerken, elindeki asasıyla yere çizik çizik “Elif” i yazıyordu.
Bir melekle ,”Elif” mağaradaki yetime nuzûl ediyordu..
Hattat; Elif” i meşk ederken, ılık bir nehir akıyordu yüreğinden.
Karacaoğlan ,”Elif” ini düşünüp çekiyordu nefesi göğsüne, mızrâbını sonra vuruyordu teline. Ne söylese Elif’tendi gelen diline..
Kağnısıyla cepheye silah taşırdı Elif !!
Ne vakit ince ince kar yağsa, akla gelirdi Elif !!

Şu yuvarlak dünyada ayakları üstünde duran bir “Elif” olmak zor elbet!
Estetiği uyuz bir it gibi hayatımızdan kovmuş, sanatı kaybetmiş, doğuştan getirdiğimiz güzelliklere bile yamyam olan o kötülüğe.. Dili anlaşılmaz, dini sevimsiz, cinsi soysuz kılan o yaygaracı , o bencil, o menfaatçi işgalciye, değiştiriciye rağmen.. Elif olmak zor elbet!!
Cehennemi, cennete çevirmek zor..
Ünlü yazar Paulo Coelho, “Elif” adını verdiği kitabinda cennet ve cehennemin tarifini şöyle yapar :
“Geleneğin dediğine bakılırsa her birimiz var oluşumuzun gerçek sebebini, ölmeden bir saniye önce anlarmışız. Cehennem ya da Cennet işte o an doğarmış. Cehennem, o kısacık anda geriye bakıp, hayat denen mucizeye anlam katma fırsatını kaçırmış olduğumuzu anlamakmış. Cennet ise ona “ hatalarım oldu fakat, hiç korkaklık etmedim! Hayatımı yaşadım, ne yapmam gerekiyorsa yaptım!” Diyebilmekmiş..”

Hayatın anlamının peşine düşmüş, hakikat arayıcısı; Yuvarlak dünyada "Elif" gibi durabilen tüm “Elif”lere..

1 Yorum

Yorumlar kapatılmıştır.

Exit mobile version