Tebessümler bile neşeli ve canlı değil, hep bir hüzün saklı içinde. Bayramlarda buruk. Bir yanı yaralı hep bir tarafı eksik bir önceki bayramlardan. Sevinçlerin hep bir tarafı eksik.
Kıyıda köşede kalmış bir haber, bir resim, bir mesaj, bir ses katlar yüreğinde korlanmamış ateşin hareretini, yangın yeri olur gögüs kafesi. Söndürmez gözlerden akan yaşlar. Ateşde göz yaşıda çare değildir gidenlerin ardından. Evet artık ayrılıkların duraklarında ne el sallayacak ne de gözyaşı dökecek kimse yotur. Kimse kalmamıştır limanlarda, herkes uçup gitmiştir başka başka diyarlara bilinmezlere.
Kanadı kırık yaralı ağır aksak uçabilenlerde yaralarıyla geride bıraktıklarının acısı ile başetmeye, tutunmaya çalışmaktadır hayata.
Limanın arka sokakalarında az sayıda kalanlarsa harabelarin içinde yol bulmaya çalışamktadır karanlığın içinde yol bulmaya çalışan fenersiz yolcu gibi.
Hepsinin eskisi gibi tam olan birşeyi yok bu zamanlarda, tebessümün bir tarafı ağdık. Mona Lisa gibi bir tarafı sevinçli bir tarafı hüzünlü.
Harika bir yazı olmuş. Her zamanki gibi. Bir solukta okudum. Kalemine ve yüreğine sağlık.