Gecenin Koynunda

Yine akşam
Kadim yalnızlığım
Elimde Kırık bir saz
Gecenin koynunda
Gönlüme
Dokunuyor mızrap
Dem pınarından
Dolduruyorum kadehlerimi
Yudum yudum hayatı
İçiyorum huzura
Yağıyorum mutluluğa
Islak ıslak
Her yağış sonrası
Dağılıyorum bağrımı
Canım yana yana
Yaslıyorum başımı
Sukutun omuzlarına

Sabahtan akşama
Akşamdan sabaha
Öylesine mahzun
Öylesine durgun
Geçiyor günlerim
Yüzümde
Uykusuzluğun izleri
Ne gözdeyim
Ne sözde
Vurgun yüreğim
Özden öze
Gümüş topluyor öfkelerim
Her cümlede
Yaralandım kanadım
Dilden dile
Gün aydınlığının
Karanlık şavkında
Yasladım başımı
Sukutun omuzlarına

Kırgın hayaller
Yorgun arzular
Talan edildi sırlarım
Bilinmezliğin perdelerinde
Uykusuz gecelerde
Yarım yamalak rüyalar
Aralanmış kapılarda
Hayat rüzgarları
Son noktalarda
Çalıyor ıslıklarını
Dizlerim kördüğüm
Yokluğumla
Besleniyor varlığım
Nağmeler hep hüzzam
Çığlık çığlığa zamam
Hüzün yollarında
El sallıyorum mutluluğa
Bakışlarımdan
İçime içime akan
Dertlere acılara
Yutkuna yutkuna
Yaslıyorum başımı
Sukutun omuzlarına

Halsiz hatırsız
Soransız arayansız
Ne gam bitti
Nede yüzleşmeler
Gecenin koynunda
Elimde
Kırık bir saz
Gönlüme dokunuyor mızrap
Sorgu yok
Sual yok
İçim darağacı
Bir oturumluk ihtimaller
Gözlerimde hicran halkası
Durgun ve mahzun
Sessizliğim
Bir nefeslik sehpalarda
Açıyorum
Geçmişin kapılarını
Hem sağırım hemde ama
Kırıyorum kalemi
Gecenin koynunda
Ve
Yaslıyorum başımı
Sukutun omuzlarına.