Sanat …

Sanatın “ne için” olduğu konusunda..

Toplumu bozup, ahlakı  yozlastirmak gibi bir niyete hizmet etmiyorsa ; ruhu inceltir, Ince ruhu görünür kılar.

Kimisi bir fırçayla, kimisi bir kalemle, kimisi ateşle, kimisi kumla, kimisi notayla, kimisi taşla…

İnce ruhunu ve ruhun inceliklerini ; görünmeyen bir alemin derin köşelerini; hayalin kaf dağını görünür kılar sanat… Duyulur kılar.. Yaşadığımız dünyaya yucelerden nüzul eder.

Her ilhamın Cebrail’ e bir değmişliği vardır.Ve her ilhamın

yücelerden inen en kutsal hakikate delaleti vardır.

İçinden geleni ortaya koyduğu için sanat icracısının  serüvenini anlamamak da, hiç anlaşılır şey değil doğrusu!

Bir gülü eline alıp, koklayıp, sarıp sarmalamak, ya da mutlu etmek için sevdiğini; gülü bir sunak yapmak yerine, ona methiyeler yazmanin vakit kaybı olduğunu düşünenler varmış! ”Güzelim bulutlari seyretmek, ya da yağdıracakları rahmete; rahmetten alacagi mahsulün hasılatına sevinmek yerine, onları resmetmeğe vakit harcıyorlar.” diyenler varmış!

Oysa, hisleri gülün kendi güzelliğinden daha güzel olmayan, gülü öyle güzel anlatamaz.Düşünün, gülün güzelliğini geçen bir his!..Bulutlari olduğundan daha güzel göremeyen,onu resmetmek için eline firca alamaz.

Bazilarina ”bahşediliyor!”

İfade edilmezse, öylesine akıp gitmez mi bulutlar?Kaleme dökülmezse  kaybolmaz mi duygular?

Hisleri, gülün kendinden daha güzel olan; derin bakışıyla, hadiselerin arkasındaki hikmeti okuyan; mana üzerinde örtülmüş bir perde olan maddenin, herkesin gördüğünden başka bir halini gören kişilere bahşediliyor!

Ve işte  esasında, ruzgarla bir eğilip bir kalkan buğday yüklü başak tarlasına bakıp; “şu arazinin mahsulatı sizin olsun, bana bunun temaşasını verin!” diyenlerle yükselmiştir insanlık.

Çalımıyla, iş bitiriciliğiyle, esip savurmasıyla  medeniye- ti inşa ettiğini sananlar, sanatı da arzuladiklari yaşam biçiminin, yaşanılası bir guzellikte olduğu algısını sağlamak için,  icra ettirilebilecegini zannedecek kadar muktedirler midir?

Ey bahşedilmiş ince ruh! Ey bu dünyaya ait olmadığı düşünülen yüce gönül! Yerlerin de ,ötelerin de varisi sensin!

Süreyya Efe