Babam’a

Bu şehir sen kokmuyor baba,

Ve sen gibi bakmıyor yıldızlar.

Yaralar ta derinlere iniyor buralarda,

Kanamaya başlayınca durmuyor.

Gülün kokusu duyulmuyor da;

Dikeni ta derinlere batıyor…

Güneş ta tepelere doğuyor da;

Isıtmıyor bedenimi

Ve bu şehirde herkesin kokusu olduğu halde

Senin kokun duyulmuyor baba.

Ve yıldızlar bile sen gibi bakmıyor buralarda.

Düşüşler uçurumdan ve çok ağrılı

Merdivenler dimdik hem de çok basamaklı

Yollar çamurlu, dağlar hep dumanlı…

Bu şehirde yeşiller bile hep kara yaslı.

Burada kahvenin kokusu yok baba

Şeker  bile tat vermiyor çaya

Hem rüzgar uçuşturmuyor saçlarımı

Hemde çiçek açmıyor baharlarda.

Gün doğuyor da horozların haberi olmuyor;

Ağlıyorsun da gözyaşın akmıyor;

Ve bu şehir sen gibi  kokmuyor

Yıldızlar bile sen gibi bakmıyor baba.

Üşüyorum soğukta kimse üstümü örtmüyor

Kimse benimle sohbet etmiyor,

Uzun uzun gezmiyor

Herkes yaşlanıyor da; zaman geçmek bilmiyor

Tüm kokular her yeri sarmış ama

Senin kokun duyulmuyor

Ve yıldızlar bile sen gibi bakmıyor.

Beni aya emanet ettin

Ay sözünde durmadı

Aradım gecelerde, dert ortağım olmadı

Tek tesellim kokundu

O da seninle kaldı

Dertler büyüdü ;bu yürek dibinde yaralandı.

Ne olur bu şehir sen gibi kokup

Yıldızlar sen gibi baksaydı…

Kokunu duymak zor

Artık zamanlar eskidi

Kelimeler kısalıp,anlamları yitirdi

Tüm hazineler artık,değerini kaybetti

Çiçekler soldu,her şey kabuğuna çekildi.

Hasretim artık tek kokun değil;

Senin yüreğindi.

Yıldızlar uzakta kaldı,

Şehir  derin uykulara yenildi

Kokun hayal oldu bana, sesini duymak tek tesellimdi

Artık kokun rüyalara esir,

Yıldızlar yeni gurbetimdi…